Cumartesi, Mayıs 18, 2024

Filistin- İsrail savaşı nasıl başladı? Neler yaşandı? Son durum ne?

Gazze -İsrail arasındaki çatışmalar 7 Ekim’den bu yana devam ediyor. Savaş nasıl başladı? Neler yaşandı? Son durum ne?

7 EKİM HAMAS’IN iSRAİL’E SALDIRSI

Hamas üç koldan saldırdı; İsrail’e sızdı. Son 50 yılın en büyük saldırısına sahne olan İsrail’se tüm Gazze’ye ölüm yağdırdı.

“AKSA TUFANI” OPERASYONU

Sivil ayrımı gözetmeksizin ateş altına aldığı bölgede taş üstünde taş bırakmadı.

Açıklamaya göre ilk 20 dakikasında Gazze’den İsrail’e 5 bin roket atıldı. İlk hedef stratejik noktalar, havalimanları ve askeri mevzilerdi.

İsrail hava savunma sistemi Demir Kubbe, bu yoğunluktaki saldırıya cevap veremedi; Tel Aviv dahil çok sayıda kente roketler isabet etti.

Saldırılar, daha önce görülmemiş sayıda silahlı grubun İsrail’e sızmasına zemin hazırladı.

Bazı Hamas üyeleri İsrail’e motosikletler ve kamyonetlerle karadan; bazıları da motorlu paraşütlerle havadan sızdı.

Kontrol kuleleri etkisiz hale getirildi.

Silahlı grubun çoğu, Gazze ile İsrail’i ayıran güvenlik bariyerlerini aştı.

Sınırdaki çitler buldozerle yıkıldı. Aynı anda Gazze Şeridi açıklarında İsrail teknelerine ateş açıldığı haberleri geliyordu.


Saat 09:45’te Gazze’den patlamalar duyulduğunda, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Gazze Şeridi etrafında 80 kilometre yarıçapındaki bölgeyi askeri alan ilan etmişti bile.

Saat 10.00’da İsrail askeri sözcüsü, hava kuvvetlerinin Gazze’ye saldırılar düzenlediğini duyurdu.

Aynı dakikalarda, Filistinli gruplar sınırdaki üç askeri tesise girdi Gazze’ye 1 kilometre mesafedeki Sderot şehrinde bir polis karakolu ele geçirildi.

Filistinlilerin tank da dahil olmak üzere askeri araçları ele geçirdiği görüldü.

Baskında, gençlerin çölde düzenlediği müzik festivali de kabusa dönüştü. Hamas üyeleri paraşütlerle festival alanına indi. Re’im kentindeki festival, Hamas’ın saldırılarında en büyük can kaybının kayıtlara geçtiği yer oldu.

Sadece bu noktada 260 kişi hayatını kaybetti.  Aralarında yabancı uyrukluların da olduğu çok sayıda kişi esir alındı.

“GÖRÜLMEMİŞ BEDEL ÖDEYECEKLER”

Hamas’ın baskını sonrası İsrail’den “savaştayız” açıklaması gecikmedi. Başbakan Benyamin Netanyahu,”Düşman görülmemiş bir bedel ödeyecek” açıklaması yaptı.

Hamas İsrail topraklarına roket yağdırırken; İsrail de Gazze’deki hedefleri vurdu.

Operasyonun adını da “Demir Kılıçlar” olarak duyurdu.

Baskının ikinci gününde İsrail kabinesi resmen savaş ilan etti.

Birkaç gün içinde de muhalefet lideri Benny Gantz ile eski genelkurmay başkanı Gadi Eisenkot’un aralarında bulunduğu ulusal birlik hükümeti kuruldu.

Sınıra tank ve asker yığan İsrail, Gazze’ye yoğun saldırılar için düğmeye bastı.

Karadan müdahalenin sinyalini verse de önce hava saldırıları başladı.

6 günde Gazze’ye tam 6 bin bomba attı. Bölgede büyük bir yıkım meydana geldi.

Birkaç gün içinde can kaybı bini aştı.

İnsani yardımların girişine izin verilmediği gibi,siviller de Gazze’de mahsur kaldı; güvenli çıkış için bekledi.

Bir yandan Hamas, İsrail’in güneyindeki kentlere roket atışlarında bulunmayı sürdürüyordu.

Baskının birinci haftasında dünya kamuoyu İsrail’in kara harekatına odaklanmıştı. İsrail,Gazze Şeridi’nin çeşitli bölgelerini havadan bombalamaya devam etti.

Artık ambulanslar bile güvenli değildi. Siviller çatışmaların, bombardımanın ortasında kaldı.Saldırılar büyük bir iç göçü beraberinde getirdi. İsrail ordusu,neredeyse her gün sivillere Kuzey Gazze’den ayrılmaları ve güneye gitmeleri çağrısında bulundu.Gazzeliler İsrail saldırılarından korunmak için evlerini terk etti. Onların, ellerinde beyaz bayraklarla Gazze’nin güneyine doğru zorunlu sürgünü,savaşın simgelerinden oldu.Siviler yollara düşse de sığınaklar yetersizdi. Okullar,hastaneler Gazzelilerin yeni evleri oldu. Ama onlar da hedefteydi.

Savaşın 11. gününde Gazze’nin merkezindeki “Ehli Arap” hastanesi vuruldu.

Gazze Sağlık Bakanlığı saldırıda 500’e yakın kişinin öldüğünü açıkladı.

Vurulan sağlık tesisi Gazze’nin en eski hastanesiydi.Hastanede, hasta ve yaralıların yanı sıra bombardımandan kaçıp buraya sığınan yüzlerce kişi de bulunuyordu. Gazze’deki Filistin Sağlık Bakan Yardımcısı’nın cenazelerin ortasında yaptığı basın toplantısı da hafızalarda yerini aldı.

Hastane saldırısı, Gazze’ye ölüm yağdıran İsrail’e tepkileri artırdı. Ancak Tel Aviv yönetimi hastane saldırısını düzenlemediğini öne sürdü.

Saldırı sırasında İsrail’de bulunan Joe Biden olayla ilgili “diğer taraf yaptı” açıklamasında bulundu. Bunu da Amerikan Savunma Bakanlığı’nın verilerine dayandırdı.

Beyaz Saray’dan da benzer bir açıklama geldi; mevcut değerlendirmeler ışığında olaydan İsrail’in sorumlu olmadığı belirtildi.

Bombardımanın 15. gününde,Gazze’ye ilk kez yardım Tırları gönderildi. Günlerdir Refah Sınır Kapısı’nda bekleyen Tır’lar, kapının açılmasıyla Gazze’ye geçti.

Sevkiyat ilaç ve bir miktar gıdayı kapsıyordu. İsrail, özellikle sağlık tesisleri için hayati önemdeki yakıta izin vermedi.

İsrail saldırılarının 18’inci gününe girildiğinde, bölge 12 bin tondan fazla patlayıcıyla vurulmuştu.

Hamas,bu miktarın neredeyse, ABD’nin 2. Dünya Savaşı’nda Japonya’nın Hiroşima kentine attığı atom bombasının gücüne eşdeğer olduğunu belirtti.

22’nci gündeyse, beklenen oldu.

İsrail kabinesi oybirliğiyle kara operasyonunu onayladı.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, savaşın ikinci aşamasına girildiğini duyurdu.

Arka arkaya mülteci kampları, hastaneler hedef alındı.

Gazze’nin en büyük mülteci kampı Cibaliye o noktalardandı.

İsrail devleti kurulduğunda evlerini, topraklarını kaybedenlerin yaşadığı kamp, İsrail ordusu tarafından defalarca vuruldu.Savaş ikinci ayına girdiğinde,ölü sayısı 10 bini aşmıştı. Bunun 4 binden fazlasını çocuklar oluşturuyordu.

Mülteci kamplarının yanı sıra savaşta hastaneler de sıradan hedefler haline geldi. İsrail ordusu peş peşe hastane yerleşkelerini bombaladı.

Elektrik kesildiği için ameliyathaneler ve yoğun bakım üniteleri çalışmayı durdurdu. Doktorlar telefon ışığında yaralılara dikiş attı.

Saldırıların 40’ıncü gününde İsrail kuvvetleri,“büyük bir hapishane” ve “toplu mezar” haline gelen Şifa Hastanesi’ne baskın yaptı.

İsrail tankları,sabaha karşı 5 binadan oluşan hastane yerleşkesine girdi.

İsrail, hastanenin altındaki tünel sisteminin Hamas’ın komuta merkezi olduğunu iddia ediyordu. Tünellerin görüntülerini de paylaştı.

İsrail askerlerinin saldırdığı hastanede, elektrik olmadığı için bebeklerin tutulduğu kuvözler de çalıştırılamıyordu.

Ölüme terk edilen bebekler, önce hastanenin başka bir bölümüne, ardından da Mısır’a sevk edildi.Savaşın 17’inci gününde Hamas 2 rehineyi serbest bırakmıştı. İlerleyen günlerde elindeki rehinelerin görüntüleri yayınladı.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, rehineler geri dönene kadar ateşkes olmayacağını söylese de savaşın yedinci haftası sona ererken bölgede ilk kez geçici ateşkes ilan edildi.

Hamas ile İsrail, Katar’ın arabuluculuğunda anlaştı; 49. gün sonra ilk kez silahlar sustu.

İlk etapta dört gün sürmesi beklenen ateşkes, 7 gün boyunca devam etti.Yakıtın da dahil olduğu yardım tırları Gazze’ye girdi.
Hamas’ın elindeki 105 rehine ile İsrail hapishanelerindeki 240 Filistinli mahkum, takas sonucu özgürlüğüne kavuştu.

İsrail, güneydeki en büyük yerleşim yeri olan Han Yunus’u da operasyon bölgesi ilan etti.

İsrail ordusu, siviller için yeni bir tahliye haritası yayımladı.Ancak bölge, kuzeyden kaçıp güneye sığınanlarla dolu. İsrail’in güneye doğru genişlettiği saldırıları, savaşın başlamasından itibaren nüfusunun yaklaşık yüzde 80’i yer değiştirmiş olan Gazze’de siviller için daha da büyük bir çıkmazı işaret ediyor.

Savaş sürerken; bölge yoğun bir diplomasi trafiğine de sahne oldu. ABD Başkanı Joe Biden, savaşın 11. gününde, El Ehli hastanesine düzenlenen saldırının gölgesinde Tel Aviv’i ziyaret etti.

Ziyaretinin en önemli mesajı ülkesinin İsrail’e tam desteğiydi.ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken da başta İsrail olmak üzere bölgeye defalarca ziyarette bulundu.7 Ekim saldırısının ardından Avrupa’dan da yoğun bir ziyaret trafiği gerçekleşti. AB liderleri ve İngiltere Başbakanı arka arkaya İsrail’de temaslarda bulundu.İslam ülkelerinin liderleriyse İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının 37. gününde Suudi Arabistan’da buluştu.

Cidde’de düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği’nin Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  Gazze’de yaşananları barbarlık olarak nitelendirdi.

Erdoğan, İsrail’in sahip olduğu nükleer gücün denetlenmesi gerektiğini belirtti.

Zirvede alınan kararların takibi amacıyla bir Temas Grubu da oluştuldu. Diğer yandan Birleşmiş Milletler nezdinde de girişimlerde bulunuldu.

Ancak BM Güvenlik Konseyi’nde beş ülkede bulunan veto yetkisi, karar almanın önüne geçti.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’se görevi süresi boyunca ilk kez,BM Şartı’nın 99. maddesine bağlı yetkisini kullandı.

Söz konusu madde BM Genel Sekreteri’ne, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasını tehdit ettiğini düşündüğü herhangi bir konuyu Güvenlik Konseyi üyelerinin dikkatine getirme yetkisi veriyor.

Guterres de Gazze’de insani felaketin önlenmesi için BM Güvenlik Konseyi’ne açık mektup gönderdi.